Ana içeriğe atla

TONGUE FU SÖZLÜ DÖVÜŞ SANATI


TONGUE FU SÖZLÜ DÖVÜŞ SANATI

Kitabın Adı: Tongue Fu Sözlü Dövüş Sanatı
Kitabın Yazarı: Sam Horn
Yayınevi: Boyner Yayınları
Sayfa Sayısı: 289
Fiyat: 23.90 TL
Tongue fu sözlü dövüş sanatı



Kitaba Başlama Süreci
Kitabın yazarının bu kitabı yazmaya başlama sürecinden bahsetmek istiyorum öncelikle. 1989 yılında, eğitim programları uzmanı olan Dr. Ray Oshiro, kitabın yazarı Sam Horn’dan Hawaii Üniversitesi için zor insanlara nasıl davranmak gerektiği konusunda kamuya açık bir atölye çalışması başka bir ifadeyle seminerler düzenlemesi konusunda istekte bulunur. Sam Horn’da zaten böylesi bir konuda aynı şekilde bir eğilime sahiptir ve seminerler sürecine böylelikle başlar. İnsanlara faydalı olmak üzere; bu seminerleri alan insanların da iznini alarak, onların hikayeleri üzerinden deneyimlerini dinleyerek bunları bir kitap haline getirir. Tongue Fu..

“Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. Hepsini kendimiz yapacak kadar çok zamanımız yok.”

                                                                                                                                  - Groucho MARX
Kitabın Amacı
Kung Fu’nun (insanın iç gelişimini vurgulayan bir Çin dövüş sanatı) amacı fiziksel bir saldırıyı etksiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmaktır. Tongue Fu’nun (insanın iç gelişimini vurgulayan zihinsel bir sanat) amacı ise psikolojik bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmaktır. Öz savunmanın sözlü biçimidir; acı sözler söylemek ya da susup kalmak yerine başvurabilecek yapıcı bir seçenektir. Sözlü dövüş sanatının asıl amacı, kendinizi sözlü saldırılara hedef olmaktan koruyacak şekilde nasıl güven içinde davranacağınızı öğrenmektir.

Kitabın İçeriği
Zor insanlarla uğraşmaktan hiç kimse hazzetmez. Ancak gün içerisinde böylesi durumlarla birçok kez karşı karşıya geliyoruz. Kitap bize seminerlerinde olan insanlarla diyaloğunu, deneyimlerini ve öğütlerini anlatıyor. Yer yer atıflarda bulunan Sam Horn insanlarla iletişimimizde nasıl konuşmamız ve nasıl hareket etmemiz konusunda bizi bilgilendiriyor. Her bölümün başlangıcında güzel atıflarda bulunup ardından güzel tavsiyeli konu başlığıyla yazısına devam ediyor. Bu fikirlerle size anlaşması zor insanları ustaca silahsızlandırarak kişisel ve mesleki ilişkilerinizi daha az gerilimli ve daha tatmin edici kılmada yardımcı olabilir. İnsanlar sizi ayakları altına almaya çalışırken kendinizi yüceltmenizi sağlayacak onlarca zeki ve nükteli, dövüşken olmayan yanıt öğreneceksiniz. Son olarak, başkalarının parmaklarına basmadan kendi ayaklarınız üzerinde nasıl durabileceğinizi, yara almanıza izin vermeden ve kimseyi yaralamadan nasıl var olabileceğinizi göreceksiniz.

Kitabı okurken genellikle seminer ortamındaki konuşmalara şahit olmak, o insanların kendi deneyimlerini dinlerken çok daha tatmin edici bir dil kullanılmıştır. Gün içerisinde aslında hepimizin yaşadığı bu sıkıntıları, birçok yanlışımızı aklımıza getirirken aynı zamanda o durumda ne yapmamız gerektiğini güzel bir ifadeyle okuyoruz.

Bölüm sonlarında bir hikaye üzerinden hazırlanan bir eylem planı için ‘Unutmamız Gereken Sözler’ ve ‘Kullanmamız Gereken Sözler’ diye ikiye ayrılan bölümün sizin üzerinizdeki o güzel etkisini hissedeceksiniz.

Tongue Fu ile şu teknikleri kolaylıkla öğrenebilirsiniz:
-Unutmanız gereken sözler ve kullanmanız gereken sözler hangileridir?
-“Haklısınız” demenin muazzam dönüştürücü gücünden nasıl faydalanabilirsiniz?
-Sözel zorbalarla nasıl başa çıkabilirsiniz?
-Başkaları bam telinize dokunduğunda ne yapabilirsiniz.
-Ne diyeceğinizi bilmediğinizde ne diyebilirsiniz?
-Susmayı kendi yararınıza nasıl kullanabilirsiniz?
-Duygularınızı nasıl kontrol edebilirsiniz?
-Onurunuzu koruyarak münakaşalardan nasıl sıyrılırsınız?
 Bunun gibi daha sayabileceğim birçok faydalanabileceğimiz önerileri bu kitapta bulabiliriz. Keyifli okumalar dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

the 100 2. SEZON İNCELEMESİ

        MERHABA ARKADAŞLAAAR        Bir önceki yayınımda yeni başladığım bir dizinin ilk sezonunun incelemesini yapmıştım. 2 gün gibi bir sürede de 2. sezonu (16 Bölüm)  bitirmiş bulunmaktayım. Bazı şeyleri öğrenme uğruna insanları denek olarak kullanır mısınız? Kendi bir grup halkınızı kurtarmak için 500 tane masum veya vahşi insanın canına kıyar mısınız?   Bir savaşta olduğunuzu düşünelim kalbinizle mi aklınızla mı hareket edersiniz? Güvendiğimiz insanlar güvenimizi kırarlar mı? Düşmanla ittifak kurmak ne kadar sağlıklı?          Bu soruları ve cevapları sık sık duyacağımız bir 2. sezona hazır olmalısınız...         1. sezonda ne olursa olsun öldürmeyen bir Ark halkı bir anda 2. sezonda cinayetlerin ortasına düşüyor resmen. Hiç beklemediğimiz insanlardan beklenmedik hareketlere şahit oluyoruz. Acaba bu kısmı biraz Game of Thrones'a benzetebilir miyiz? Yaşı küçük olmasına rağmen önder koltuğuna oturan bir Clarke . Her dediği yapılan

the 100 1. SEZON İNCELEMESİ

        MERHABA ARKADAŞLAR         Size yeni başladığım bir bilimkurgu-fantastik türünde bir diziden bahsedeceğim. The 100..         97 yıl önce Dünya'da yaşanan bir nükleer kıyamet bütün medeniyetleri çökertiyor, Dünyanın bir kısmını bitiriyor. Tek kurtulanlar 12 uluslar arası uzay istasyonunda yaşayan 400 kişi ama daha sonra bu 400 kişi 3 kuşak uzayda kalarak sayıları 4000'i buluyor. Ve hiç şaşırmayacağımız bir şeyle karşılaşıyoruz ki tabi ki o 4000 kişinin başkanı Amerika :) Buradaki insanların tek amacı hayatta kalmaktır ve burada idamla cezalandırılabilecek derecede kurallar vardır.         Konsey genç yaşlardan oluşan 100 tutukluyu Dünya'nın yaşanabilir bir yer olup olmadığını anlamak için Dünya'ya gönderir. Bu 100 kişiden sağlıktan anlayan Clarke(Eliza Taylor) , başkanın oğlu Wells(Eli Goree) , Astronot, tez canlı Finn(Thomas McDonall) ve kardeşler Bellamy(Bob Marley) ve Octavia(Maria Avgeropoulos). Ama Dünyada beklemedikleri olaylarla karşılaşırl

OLDBOY-İHTİYAR DELİKANLI FİLM ANALİZİ(IMDb 8.4/10)

Film sizi rahatsız edici bir boyutta olabilir? Nefret mi edeceksiniz? Yoksa sevecek misiniz? .. Oldboy, yönetmenliğini Park Chan-wook'un yaptığı; başrollerinde Min-Sik choi, Yoo Jie-tae ve Hye-jeong Kang’ın  mükemmel performans gösterdiği bir 2003 filmidir. Chan-woon kaliteli intikam senaryolarıyla dizili filmleriyle tanınmış ünlü bir yönetmendir. Aslında bu filmde 3'lü serisinden biridir ancak serideki filmlerinin birbirleriyle pek alakası yoktur, yani filmi izlerken ihtiyaç duyacağınız başka olaylar veya karakterler olmayacaktır. Quentin Tarantino yönetmen Chan Wook Park’ın çok büyük bir hayranı ve İhtiyar Delikanlı Tarantino’nun jüri başkanlığı yaptığı Cannes Film Festivali’nde Jüri özel ödülü olan Grand Prix’i aldı. Bu filmi yazmak için uzun zamandır düşünüyorum. O kadar yoğun kurgusu var ki size nasıl aktarayım diye derin düşüncelerin içerisindeyim. Tuttuğum notlar sayfa sayfa... Size içimdekileri tam anlamıyla ifade edebilecek miyim? Bol spoiler vermek zorunday